PEKİ ALLAH SENİ SEVİYOR MU?
Gerçekten tam bir fitne zamanından geçiyoruz. İslam ülkeleri
karışık durumda, ülkemizde de siyasi, toplumsal ve dini konularda kafa
karışıklıkları ziyadesiyle var, özellikle peygamber efendimize, sünnet-i
seniyeye belli kesimlerden büyük bir muhalefete şahit olmaktayız. Şuurlu
müminler, bu kesimlerle de mücadelesini sürdürüyor: İnsanların kafalarının
karışmaması, yanlış ve sapıkça bir yola düşmemeleri için. Dolayısıyla bu
ortamda peygamberimizi doğru anlamanın ve anlatmanın önemi çok büyük önem arz ediyor.
Bu güzel amaca hizmet babında düzenlediği yarışmalar ve diğer etkinliklerle her
kesimin takdirini kazanan İrfander
şehrimizde, Selçuklu Belediyesi desteği, Selçuk Üniversitesi Kritik
Analitik Düşünme Topluluğu işbirliğiyle ve
Doç. Dr. Murat Şimşek moderatörlüğünde;
Prof. Dr. Lütfullah Cebeci, Doç. Dr. Ömer Özpınar ve Öğretim Görevlisi Hüseyin
Akıncı’nın sunumlarıyla ‘ Kuran ve Sünnet Bütünlüğü’ konulu bir panele önder oldu. Panelde
konuşulan meseleler; sünnete saldırıların, fitne fesadın arttığı bir dönemde
önemli uyarılar ve hatırlatmalarla doluydu.
İlk olarak, Kayseri’den misafirimiz Prof. Dr. Lütfullah
Cebeci; ‘Biz sünnetin önemini anlatmakla oyalanıyor, meşgul ediliyoruz, halbuki
dini eksikliklerimizi gidermeye çalışmalıyız. Kuran’da muhkem yani anlaşılması
kolay ayetlerle birlikte farklı yorumlanmaya açık, iyiniyetli olmayan bir
kimsenin sağa sola çekebileceği müteşabih ayetler var. Bir konu çok
önemseniyorsa o konuda çok fazla ayet vardır, peygamberimiz hakkında 500 ayet
var Kuran’da, öyleyse önemli bir konu. Bu ayetlerde peygamberimiz de hepimiz
gibi bir insan, sorumlu bir kul olarak gösterilir. Hatta müşrikler
peygamberimizin kendileri gibi çarşıya pazara çıktığını, yemek yediğini görünce
‘ Bu nasıl peygamber, bizim gibi, bizden farkı yok’ diye eleştiriyorlar.
Ayetlerde peygamberimiz hem uyarılır, hem de ona vazifeleri hatırlatılır aynı
zamanda. Kuran, peygamberimizi işaret ediyor, itaati emrediyor; peygamberimizin
haram kıldığı haram, helal kıldığı helaldir diyor. Bunun üstüne bir söz
söylenebilir mi?’ şeklinde ana hatlarını özetleyebileceğimiz konuşmasıyla Lütfullah
Cebeci kalplerde ve zihinlerde anlamlı tatlar bıraktı.
Daha sonra söz alan Doç. Dr. Ömer Özpınar: ‘İnsan başıboş
bırakılmamış, kitap ve peygamber gönderilmiş. Hocasız bir ilim olmayacağı
gibi, hocası olmayan alimden de ilim
alınmaz. Peygamberimiz de ‘ Ben muallim olarak gönderildim’ diyor.’ girişiyle
başladığı sunumunda, şahsiyet olarak
kime benzeyeceğimizin numunesidir peygamberimiz. Sen Allah’ı seviyorsun veya
sevdiğini söylüyorsun, peki Allah seni seviyor mu? İşte bunu anlamanın yolu
peygamberimizi sevmekten, sünnete riayetten anlaşılır. Peygamberimizi en
yakınımızdaki kendi annemizden, babamızdan daha iyi tanıyoruz. En mahremine,
hatta tuvalet kültürüne kadar biliyoruz. Dünya tarihinde başka hiçbir insan bu
derece bilinmez, tanınmaz. ‘ İmanı en güzel olan, ahlakı en güzel olandır’
diyen, ahlaka bu kadar değer veren başka bir din yoktur. Hayası olmayanın
hayatı yoktur. İnsanda üç temel unsur olmalıdır: Akl-ı selim, kalb-i selim,
zevk-i selim. Sünnete muhalefet eden akıl ahmaktır. Kalbimiz arındırılmış,
samimi ve temiz olmalı. Müslüman estetik insandır, kibardır, naiftir. Allah
güzeldir, güzeli sever anlayışındadır müslüman, her yaptığını Allah’ın
huzurundaymış gibi yapmalı.
Sünnette olan her şeyin Kuran’da aslı var, yani sünnet onay
sürecinden geçmiş vahiy mesafesindedir. Sahih hadis sayısı on bini geçmez.
İbadet ve tüm sorumluluklarımızı mesala açıp da bir Sahih-i Buhari’den değil,
atalarımızdan, dedemizden gördüğümüz, öğrendiğimiz şekilde uyguluyoruz. Sünnet
ve ayeti bir bütün olarak görmeden ne namaz kılabiliriz, ne zekat verebiliriz
doğru bir şekilde.
Ensar ve muhacirin her şeylerini paylaştılar, birbirlerini
varis kıldılar. Müslüman kardeşinin yerine kendini koymaktır Müslüman
kardeşliği. ‘ Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe
de iman etmiş olmazsınız’ diyen bir dinin inananları bir müminin acısını,
derdini, ayağına batan bir dikeni bile yüreğinde hissetmeli.’ diyerek önemli
mesajlar verdi, hatırlatmalarda bulundu.
Paneldeki konuşmaları bir sonuca bağlayan ve final
çıkarımlarında bulunan öğretim üyesi Hüseyin Akıncı ise ‘Peygambere itaat
etmemek, hadisleri inkar etmek veya hadislere yüz çevirmek Allah korusun küfre
götürür. ‘ La ilahe illallah muhamemeden resülullah’ bir bütündür, bölünemez.’
vurgusuyla büyük bir alkış aldı konuklardan ve dinleyenlerden.
Yorumlar
Yorum Gönder